Article contents
Trans-Anatolia: Examining Turkey as a bridge between East and West
Published online by Cambridge University Press: 23 December 2013
Abstract
This article begins by examining the frequently-invoked metaphor of Turkey as a bridge between East and West. The use of this metaphor is questioned because it implies passivity, over-simplifies the complexities of ancient communications and inter-regional exchange, and is based upon the assumption of divides that are culturally constructed. The article then examines two case-studies (the Aegean west coast and the Euphrates valley of the southeast) in order to demonstrate that the existence of different archaeological communities of practice in these regions serves to distort further the perception of differences between eastern and western Anatolia. The conclusion is put forward that a clearer distinction is definable in the practice of these two communities than in the archaeology of the ancient cultures of these two regions. Only if the divide between contemporary archaeological communities is bridged can the existence of divides between ancient communities begin to be examined. The reasons for the differences between these cultures of practice are largely historical but continue to affect the data-sets for these regions and thereby hinder the direct comparison of evidence trans-Anatolia.
Özet
Makale, Türkiye'nin, sıklıkla dile getirildiği gibi Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğu söyleminin tartışılması ile başlar. Bu söylem edilgenliği çağrıştırdığı, antik dönem iletişimlerini ve bölgeler arası takası çok basite indirgediği ve tarafların kültürel olarak şekillendirilmiş varsayımlarına dayandığı için sorgulanmaktadır. Ardından, söz konusu bölgelerde farklı uygulamalara sahip arkeolojik toplumların var olmasının Doğu ve Batı Anadolu arasındaki farklılığın algılanmasınının daha da çarpıtılmasına neden olduğunu göstermek üzere iki örnek (Ege'nin batı kıyısı ve Fırat vadisi'nin güneydoğusu) ele alınmıştır. Sonuçta, bu iki bölgenin antik kültürlerinin arkeolojik olarak ayrımının yapılabilmesinden ziyade, bu toplumların uygulamalarındaki belirgin farklılığın tanımlanabilirliği ortaya çıkmaktadır. Eşzamanlı arkeolojik toplumlardaki ayrımlar arasında bir köprü oluştürmak mümkün olursa, ancak o zaman antik toplumlar arasındaki ayrımların varlığı incelenmeye başlanabilir. Bu kültürlerdeki farklılığın nedenleri geniş ölçüde tarihseldir, fakat farklılıklar bölgelerdeki bilgi birikimini etkilemeye devam etmektedir ve bu nedenle de Anadolu boyunca doğrudan kanıt karşılaştırmasını engellemektedir.
- Type
- Research Article
- Information
- Copyright
- Copyright © The British Institute at Ankara 2007
References
- 11
- Cited by