Published online by Cambridge University Press: 04 July 2014
More than 50 years of archaeological survey work carried out in Cappadocia in central Turkey has produced a number of important contributions to the understanding of long-term settlement histories. This article synthesises and critically evaluates the results of three field surveys conducted in Cappadocia which recorded material remains dating from the Early Holocene through to the establishment of the Republic of Turkey. Results from the combined Cappadocia surveys reveal temporal patterns over the longue durée that include a lack of detectable pre-Neolithic occupation and important exploitation of obsidian as a raw material during the Neolithic. There was growth and expansion of settlement during the later Chalcolithic and Early Bronze Age, a steady continuation of settlement during the Middle and Late Bronze Ages, followed by rupture in settlement at the end of the Bronze Age. A new phase of settlement expansion began during the Iron Age and continued through Hellenistic and Roman times. This in turn was disrupted during the Byzantine period, which is associated with increased numbers of fortified sites. The succeeding long cycle of settlement began in Seljuk times and continued through to the end of the Ottoman period. Comparison with systematic archaeological site surveys in the adjacent regions of Paphlagonia and Konya shows some differences in settlement patterns, but overall broad sim¬ilarities indicate a coherent trajectory of settlement across central Anatolia over the last ten millennia.
Türkiye'nin ortasında yer alan Kapadokya'da 50 yıldan fazla süredir yürütülen arkeolojik araştırmalar, uzun vadeli yerleşim tarihinin anlaşılmasına önemli katkılar sağlamıştır. Bu makalede, Erken Holosen çağından Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar tarihlenebilen buluntuların kaydedildiği, Kapadokya'da gerçekleştirilen üç arazi çalışmasının sonuçları bir araya getirilmekte ve eleştirel bir yaklaşımla değerlendirilmektedir. Kapadokya araştırmalarından elde edilen ve birleştirilen sonuçlar, nadiren saptanabilen Neolitik öncesi malzeme kullanımı ve Neolitik dönemde hammadde olarak obsidiyenin çok önem taşıyan kullanımını da içeren, uzun vadede dönemsel örnekleri ortaya çıkarmaktadır. Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı'nda yerleşimde büyüme ve genişleme olmuş, Orta ve Geç Tunç Çağı'nda istikrarlı bir devamlılık sağlanmış, fakat bunu Tunç Çağı'nın sonlarında bir kesinti takip etmiştir. Yerleşimdeki genişlemenin yeni bir aşaması Demir Çağı'nda başlamış ve Hellenistik ve Roma dönemlerinde de devam etmiştir. Bu durum, müstahkem yerleşimlerin sayılarının artmasıyla ilişkili olarak Bizans dönemi boyunca kesintiye uğramıştır. Yerleşimin sonraki uzun döngüsü Selçuklu döneminde başlamış ve Osmanlı döneminin sonuna kadar devam etmiştir. Paphlagonia ve Konya'nın yakın bölgelerindeki sistematik arkeolojik araştırmaların karşılaştırılması yerleşim düzenlerinde bazı farklılıklar gösterse de, genel anlamda büyük benzerlikler Orta Anadolu’da son on bin yıl boyunca yerleşimin tutarlı bir yörüngeye sahip olduğunu belirtmektedir.