Published online by Cambridge University Press: 29 June 2016
Prior to the emergence of the fully officialised temples of the Hittite state, formal religious space in Anatolia is recognisable in a handful of small shrines or sanctuaries. Presumably at the service of local communities, but neither monumental nor formulaic, such shrines attest to a modest if eclectic range of religious activities in the early second millennium. Also to be included in this range are rituals which took place within the domestic sphere, pointing to private family-based concerns, rather than a communal agenda, guiding ritual activity. Such spaces are conspicuous in the Lower Town settlement of the well-known site of Kültepe-Kaneš, where a small number of private houses were furnished with a cultic installation in the form of a stone stele. Associated with a range of other symbolically charged elements (such as ritual vessels, foundation or votive deposits), these stelae are a stark testimony to the practice of delineating permanent, formalised ritual space within quotidian domestic space. This article offers a detailed examination of stone stelae at Kültepe-Kaneš in order to identify meaningful frameworks of contextual analysis, cross-cultural comparanda and correlation of the archaeological data with visual and textual accounts of cult activity in a society in which local Anatolian and northern Mesopotamian elements intermixed over several generations from the beginning of the 20th to that of the 17th century BC.
Hitit devlet erkinin bütünüyle resmiyet atfettiği tapınakların ortaya çıkışından önce Anadolu’da resmi nitelikli sayabileceğimiz kutsal mekanların, az sayıda küçük mabet ya da dinsel sığınaktan ibaret olduğunu görüyoruz. Hiçbiri anıtsal büyüklükte ya da tek bir ölçüye göre tasarlanmamış ve muhtemelen sadece yöre halkına hizmet eden bu tür mabetler, M.Ö. 2. binin ilk yarısındaki dinsel etkinliklerin mütevazı ve bir o kadar da eklektik olduğuna işaret eder. Bu etkinliklerin kapsamına ev/hane ortamında gerçekleşen ve toplumsal bir gündemden çok aileye ve aile bireylerine özgü gereksinimlerin yön verdiği ritüelleri de dahil edebiliriz. Bu tür hane-içi dinsel mekanlar Kültepe-Kaneš’in Aşağı Şehir yerleşiminde de göze çarpmaktadır. Kaneš mahallelerindeki özel konutların bazılarında, kült işlevi gördüğü anlaşılan taş steller ortaya çıkarılmıştır. Hele ki sembolik anlam taşıyan diğer başka unsurlarla (törensel kaplar, temel ve adak gömüleri vb.) birlikte değerlendirildiğinde bu steller, günlük yaşamın geçtiği ev mekanları içinde rituel amaçlara mahsus alanların da belirlendiğinin açık kanıtıdır. Bu makalede taş stellerden yola çıkarak, M.Ö. 20. yy’ın başından M.Ö. 17. yy’ın başına kadar geçen süre boyunca Anadolu ve kuzey Mezopotamya unsurlarının kaynaştığı kārum dönemi kuşaklarının kült etkinlikleri irdelenmektedir. Bu bağlamda, Kültepe-Kaneš stellerinin mekan (kontekst) odaklı olarak anlamlandırılabildiği, kültürler-arası komparandayla ilişkilendirildiği ve genel olarak arkeolojik verilerin hem görsel hem de yazılı kaynaklar ışığında değerlendirildiği tutarlı bir çerçeve ortaya koymak amaçlanmıştır.